Emniyet Hissi
Güven duygusu birçok insanın sıkıntı çektiği ve artık kimseye karşı hissetmediği belki yitirdiği bir duygu olarak modern (ki aslında post-modern) dünyanın sorunlarından biri. İnsanlar, bazen yanlış anlaşılmadan, bazen de tırnak içinde patavatsızlıktan dolayı gelen insan yaralanmalarında yaşar ve bundan derin güvensizlik hissi duyar. Bu duyuyu içselleştirir ve genelleştirir, artık kimseye güvenmediğini, insanların kendini zor durumda bıraktığını söyleyip durur. Aslında önemli olan bir noktayı kaçırmamak gerekir, güvensizlik duygusu sadece karşı taraf onu suistimal ettiği için değil, kendi hakkında mahremiyet olması gereken ya da söylenildiğinde yanlış anlaşılacak bilgi aktarımını, yani o istimali (kullanmayı) ortaya çıkaran temel hareketin kendinden geldiğini unutmamalıdır. Güçlü bağlar kurmak, kendine bile teşhir etmemen gereken konuları rahatça anlatmak değildir. İnsanın birden fazla dostu, dertleştiği kişiler olabilir ve tabiidir. Bağ kurmak başkadır, zararı engellemek ya da emniyet duygusunu hissetmediğin bir durum ve olayı anlatmak bambaşkadır.
Benim değinmek istediğim konu ise, emniyet duygusu maneviyatla ve Cenab-ı Hakka olan güvenle eş değerdir. İnsan yanlış yapabilir, hatalı davranışlarda bulunabilir. Kendi fikir ve düşünce dünyama da seslenmekle birlikte bu hata ve yanlışları gösterip tabiri caizse günah çıkarmak daha büyük aşağılanmalara sebebiyet verebilir. Allah Settar'dır (günahları kusurları örter). Sen bu örtüyü ortadan kaldırıp, bakın benim hatam ama çok büyük bir hata değil, değil mi diye insanlara sorar ve onlara açarsan olayları ve yaşantıyı ve senin içinde yaşadığın pişmanlığı bilmeyen insan, kendi bakış açısı ile yorumlayıp yapılan hatayı halka ibret olarak anlatabilir. Emniyet seni senden daha iyi bilene olur. Kalplerde ne olduğunu bilmeyene kusur anlatmak, hata yapmak fıtratında olan insana yeni bir hata yapması için fırsat vermek olur.
Son olarak; güvenlik duygusu ya da emniyet hissi, dille teşhir etmek suretiyle ilk önce kişide başlar. Kişi kendine güvensiz olduğundan sanır ki, bütün insanlar güvensizdir. Bilmez ki bazı sırlar kişinin kendinde bile sır olmalıdır. Bir anlık gelişen olayda açıklanan sırra sahip olan kişi ise örten olmalıdır. Kusurların ortaya çıkacağı ya da örtüleceği tek yer, görünen bu dünya değildir. Elinle, dilinle yaptığın her şeyin seninle geleceği gün için örten olmak, kişi için doğru ve lehine olandır. Bugün kusur arayanın yarın kusurları aranır. Arayan bulur ama zaten insan kusurlarıyla tecrübeleriyle öğrenmenin, gelişmenin ve kemalatı sonradan edinmenin vücududur.
Yorumlar
Yorum Gönder