Toplumsal Normsuzlukların Medyada Yanlış Sunumu ve Kanaat Önderlerinin Sorumluluğu
Kanaat önderi yetisine sahip olmayan insanlar endüstri toplumunda bu statüye gelişleri ve teşhir edilmemesi gereken olayları coşkulu kalabalıkların önüne atma yanlışlığını, doğru gibi sergiliyorlar. Halklar, cımbızla çekilmiş ve önü arkası belli olmayan olayları bu duygusal coşkunlukla karşılayıp, sonrasında hiçbir şey olmamış gibi hayatlarına devam ediyorlar.
Toplum önünde sergilenen taciz, tecavüz ve öldürme gibi normsuzlukları adalet arayışı adı altında detaylandırarak, zihin ve duygu algılarını bunları görmeye karşı normalleştiriyorlar. Eleştirerek ve bağırarak kitlelerin önüne attıkları bu normsuz gerçeklikleri yapılabilir hale getiriyorlar. Patolojik sıkıntısı olan bazı insanlara, yapılan bu ahlaksızlık ve insani olmayan suçları işlemelerine imkan sağlıyor; belki yol gösteriyorlar.
Birilerini suçlamak, anarşik ortam oluşturmak ve payına düşen sorumluluğu almamak gibi pek çok sorunu da ortaya çıkarıyor. Topluma ümitsizlik aşılayıp, en ufak toplumsal kalkınmaya katılmayarak, savaş ve insan suçlarını eleştirip belki küfredip hiçbir olaya katkısı olmayan eylemlerden öteye geçemiyorlar.Toplumun genel gelişimini düşünmek yerine anlık coşkulu tepkiler gözetiyorlar. Olayları dramatize edip ideolojik ve siyasi savaşlar veriyorlar. Hayatlarında yaşanan olayların sorumluluğundan kaçıp irili ufaklı dahil olan herkesi berbat yaşantısının sebebi olarak belirliyorlar.
Son zamanlarda her yerde dolaşan acımasız insanlık suçlarını önemsiyorum ama bunların nasıl işlendiğini anlatan ve bunu adalet arayışı olduğunu söyleyen birçok kişinin bilerek ve bilmeyerek sahtekarlık yaptığını düşünüyorum. Üzülmek insanidir. Ancak üzülmeyi delillerle ispat etmeye çalışmak ya da sebeplerini ve sonuçlarını filtresiz paylaşmak ya aptallıktır ya da üzüntünün iki yüzlülüğüdür.
Gerçek bir toplum kalkınması ve ilerlemesi istiyorlarsa (sözde) kanaat önderleri, "gerçekleri öğrenin, adalet arayın" sloganları altında kitleleri ümitsizliğe ve kaosa sürüklemeyi bırakmalıdır. Kişinin kendi vazifesini yerine getirmesinin önemini, düşüncelerini sağlam zemine koymanın gerekliliğini, büyük toplumsal çöküntüler ve üzüntüler yaşamamak için derinlikli ve akıllı hareket ve davranışlara önayak olmaları gerektiğini unutmasınlar.
Yorumlar
Yorum Gönder