Dindarların Kaybolması Hakkında

 

Aynı fikirde olmadığını insanlarla bir arada olmak bir süre sonra senin fikirlerinin onlara entegre olmasına sebebiyet verir. Kendini yetiştirmek için farklı fikirlerle iletişimde olabilirsin fakat onlarla yatıp kalkmak bazı normal olmayanları normalleştirmeye dönüşüyor. Çoğu zaman bu dönüşümü ilerleme olarak gören dindarlar, daha az dindar olmaya ve artık kendi düşüncelerinin yaşantısal gerçekliğini kaybetmeye başlıyorlar ve yeni az dindarlıklarının daha doğru olduğuna inanıyor. Sosyal yaşantının dünyadarlığı hapsine istemeden de olsa giriyor ve istememe daha sonra "kendi kararım" olarak değişime uğruyor.

 Doğrunun ne olduğuna kesin karar vermek, doğrunun en büyük düşmanıdır. İnsan, herkes yapıyorsa ben de yapmalıyım ya da ( sorunlu olan ) onlar daha fazlasını yapıyor ben hala dindarlığıma sahip çıkıyorum" a doğru gidiyor. Yolunu kaybetmiş dindar, önce muhafazakar oluyor, sonra radikal oluyor ve en sonunda kendini öyle bir yerde buluyor ki dindarlığı kitleler içinde eriyip gidiyor. Maneviyat yoksunluğu, öncesinden aldığı eğitim ve ilerlemeyi geriletip duruşu olmayan, her tarafı kabul ettiğini iddia eden yapısal bozukluklar şeklinde kendini gösteriyor. 

Kimsenin elinde dindarlık ölçer, maneviyat ölçer yok. Ben söylemlerimi bu düşünceleri süreç içinde yaşayıp günün sonunda dini yaşantısından vazgeçen, somut örnekler üzerinden yapıyorum. Herkesin ölçütü kendi vicdanıdır. Vicdanından emin olanlar yine somut olarak vicdansızca davranışlar sergiler.

Dindarlığa sahip çıkmak tüm nefisler için önemlidir. Kaybedilen dindarlık, zehirli bir canavarı ortaya çıkarabilir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Toplumsal Normsuzlukların Medyada Yanlış Sunumu ve Kanaat Önderlerinin Sorumluluğu

Birbirini Besleyen Kaoslar

Emniyet Hissi